Uçurumdan Gelen Adam

05.07.2015 17:57

Uçurumdan Gelen Adam

 

Kadri bir iş adamı…

Sabahın erken saatlerde lüks arabasıyla bir iş toplantısına gitmek üzere evinden çıkar. Uğradığı benzin istasyonunda, lavaboya gider. Bu esnada içinde kimliğinin de bulunduğu evrak çantası çalınır. Ama o bunun farkında değildir.  Yoluna devam eder.

Kadri''yi, bir süre sonra aracıyla dağ yolundaki otoyolda son sürat giderken görürüz. Kör ve keskin bir kavşağa gelir. Aynı hızla dönmeye çalışırken şarampolden uçuruma yuvarlanır. Düşüş anda hava yastığından dışarıya fırlar. Dağ yamacından metrelerce aşağı yuvarlanır.  Kısa bir zaman sonra, yarı baygın halde yaşlı bir oduncu tarafından bulunur.

Yaşlı adam odun kesmek üzere vadiye inmiştir. Çalılıklar arasında baygın halde yatan adamı görünce şaşırır. Adam şık giyimlidir. Ama onun kaybolan damadına tıpa tıp benzemesi şaşkınlığını daha da arttırır.

Yaşlı adam; "Hay Allah! Bu bizim enişte Himmet değil mi? Belli ki bir halt işlemiş yine. sonucunda başına kötü bir şey gelmiş. Kılık kıyafeti düzgün olduğuna göre, mutlaka bir dalavere peşindedir" diye düşünür ve onu sırtladığı gibi merkebine yükleyerek evine götürür. 

Yaşlı adamın evde dul bir kızı vardır. Kocası bir süre önce evden çıkmış ve bir daha eve dönmemiştir. Giderken kimliği dahil, yanına bir şey almamıştır. Karısı Binnaz, kaybolan kocasının ardından yas tutmaktadır.  Adam yabancı bir evde hayata gözlerini yeniden açarken kendini başka bir kadının koynunda bulur.  Daha da garip olan, adam hafızasını kaybetmiş,  geçmişine dair hiçbir şey hatırlamaz. Yaşlı adam "enişteyi buldum diyerek getirdiği adam kocasına benzemekte ancak, kılık kıyafeti çok farklıdır. Ancak ona garip bir şekilde benzeyen

Kaybolan adamın karısı Binnaz, adamda bir gariplik sezinler. Bir yandan da kocasının eve döndüğünü düşünerek şükreder. oooooooooooooooooo

Adam nerede olduğunu anlamaya çalışırken, aile ona “Garip” diye seslenmektedir. Adam, kazayı küçük sıyrıklarla atlatmış, ancak bilincini yitirmiş ama o bunun farkında değildir.

Garip’in gözlerini açtığı dağ evdeki aile oldukça yoksuldur. Evde yaşlı bir karıkoca ile dul kızları ve onun üç çocuğu vardır. Genç kadın uçurumdan akıp gelen adamı, kocası diye koynuna alır.

İş adamı yeni bir kimlik ve isimle geçmişine ait hiç bir şey bilmeden, kendine biçilen koca ile baba rolünü oynamaya başlar.

Kadın kendi iç dünyasında yeniden resmettiği fırtınalı dünyaya kapılırken, felaketin ardından aşkı, sevgiyi yaşamak istercesine suyun hayat verişini gibi uçurumlardan akıp gelen adama sıkıca sarılır.

Garip yeni doğan bir çocuk gibidir. Nesnelerle birçok şeyi onların bildiği ve öğrettiği kadarıyla öğrenmeye, yenide yaşamaya çalışır gibidir? Ona göre tek somut ve güzel olan şey, genç kadınla olduğu anlardır.

İş adamı Garip, zamanla o da oduncu olup çıkmıştır. Günübirlik merkeple odun taşıyıp kayınpederinin yönlendirmesiyle odunu satarak geçinmektedir. 

Garip aynı zamanlarda bazen uykuda, bazen de gözleri açık geçmişine dair garip düşler görmeye başlar. Gördüğü düşler gerçeğe o kadar yakındır ki, Garip adı bile ona yabancı gelmeye başlar. 

Bu arada genç kadın hamile olmuştur. Onun doğum sancısı başladığı gün, önceki hayatına dair kareler daha da canlanmaya ve hafızasında daha net belirmeye başlar. Çocuğu doğar, ancak düş mü gerçek mi olduğuna karar veremez. Zaman zaman evden çıkıp o eski kendini aramaya başlar. Günlerce eve dönemez olur. Evden daha çok uzaklaştıkça da, garip olaylarla karşılaşmaya, başına türlü işler gelmeye başlar.

Yeni ailesi bunun böyle gitmeyeceğini düşününce, onu yatak odasına kilitleyip uyumaya başlar. Kimi onun cinlere karıştığını iddia ederken, kimi kazadan sonra kafayı yemiş, demektedir.

Garip’in tek sakin olduğu an genç kadının koynunda olduğu anlar olur. Öyle ki aile genç kadına, “sen kocana sahip çık ve onu evde tut da, istersen gece gündüz yatak odasından çıkma demeye başlar.

Zaman içinde hafızası iyice yerine gelen adam, ilk adını kimliğini hatırlayınca deliye dönecek gibi olur ve kendine hakim olmaya çalışır. Genç kadından başına gelenleri bir bir öğrenir. Ertesi gün bir yolunu bulup evden kaçar…

Garip gerçek kimliğini bulamak üzer ana yola çıkar. Heyecanla evine, işine dönmek üzere bulduğu ilk araca biner. Sabahın erken saatlerinde ailesiyle oturduğu villasının önündedir. Kapı tokmağına uzanıp uzun uzun çalar. Kapıyı yabancı bir adam açar. Ardından karısı gecelik içinde görülür. Hidayet! Sen ölmemiş miydin? Der ve bayılıp düşer. Kapıyı açan adam sevgilim diyerek kadını kucaklamaya çalışırken, Hidayet “benim adım Garip” der ve uzaklaşır. İş yerine gider. İş yeriyle her şeyi başka bir iş adamına ait olduğunu öğrenir. Bulduğu ilk araca atlayarak gözlerini ilk açtığı dağ evine doğru gider. Orada onu sadakatle bekleyen genç kadına döner.

İki yıl sonra ilk karısı Hicran, takma isimle yazılmış UÇURUMDAN GELEN ADAM romanı okurken donar kalır…

 Hatice Elveren Peköz