@BİR EFSUNLU AŞK@ (SENARYO)

06.02.2017 19:02

 

Kız, gözleriyle süzerek sessizce gülümseyen delikanlıya edalı bir bakış saldı.

Sonra yerinden fırlayarak sahil boyu yol alan bir otobüse atladı.

Ardından delikanlı soluk soluğa koşarak geldi ve otobüsün en arka sıralarına geçip oturdu.

Yol boyunca dudaklarının tüm kıvrımlarıyla bir denize bir kıza gülümsüyordu artık.

Deniz görünce delikanlıyla kızı, köpük köpük dalgalanarak rüzgârla söyleşti.

Sonra denizle rüzgâr söylenmemiş en güzel şiirleri, melodileri söyleyip kıza bir serenat çekti.

Rüzgâr dayanamayarak tüm serinliğiyle gelip kızın saçları arasında dolaşmaya başlamıştı.

Deniz rüzgâra az sitem ederek, kızın gözlerine erişmek için daha da mavileşti.

Kızın yüreği pır pır kelebek, yüzü martı beyazıydı.

Delikanlı, deniz ve rüzgâr ona gülümsedikçe gözleri daha da mavileşti.

Kız, deniz, rüzgâr ve delikanlı arasında tercih yapmaya zorlanmıştı.

Rüzgârlı saçlarını sevgiyle toplayarak bir delikanlıya bir denize baktı.

O an deniz dalgaları köpüklenerek eğildi, büküldü coştukça coştu.

Rüzgâr fırtına öncesi bir sessizlikle gelip kızın ellerine sarılmıştı.

Kız kararsız rüzgâr, deniz ve delikanlı arasında yüreği gidip gidip geldi.

Onun ruhunu baştan sona kuşatan bu esaretten mutlu, gözleri efsunlu efsunlu buğulanmıştı.

Delikanlı, her şeyden habersiz uzaktan uzağa gülümseyerek yüreğini kıza çoktan kaptırmıştı.

Kız bir zaman sonra bu oyundan sıkılarak kendini yalnız hissetti.

Ev bark, iş, aş bebek, her şey vardı. Yaşam uzun soluklu bir yürüyüştü.

Düşündü, ona mavi mavi gülümseyen gözlerdeki o efsunlu aşk gerçek mi? diye düşündü.

Yolcuların gözleri önünden uçuşup giden o kelebeğin saçları arasında kimin elleri dolaşacaktı belli değildi?

Deniz mi, rüzgâr mı, delikanlı mı yanılmıştı?

Onlar bir efsunlu aşka kanarken hangi aşk yalansız, yalın ve daha gerçekti?

Herkes soran gözlerle bakarken son durağa gelinmişti.

 

 

 

Hatice Elveren Peköz